Polis adliyede Mehmet Ayvalıtaş’ın babasını darp etti: Hem oğlumu hem eşimi aldınız, şimdi de beni dövüyorsunuz

İstanbul Ümraniye’de Gezi direnişine destek eylemi sırasında TEM otoyolunda bir aracın çarpması sonucu yaşamını yitiren Mehmet Ayvalıtaş’ın ölümüyle ilgili davanın altıncı duruşması da polisin saldırgan tutumuna sahne oldu. Mahkeme tutuklama taleplerini reddederek davayı 24 Haziran’a ertelerken, Ayvalıtaş ailesinin darp edilmesi duruşmanın önüne geçti. Ayvalitaş’ın ailesi ve duruşmayı izlemek isteyenler hem adliye içinde hem dışında saldırıya uğradı.

Anadolu Adliyesi İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın 6’ıncı duruşması öncesinde adliye önünde toplanan gruba TOMA ve tazyikli suyla polis, adliye içinde ise duruşma salonuna girmek isteyen Ayvalıtaş ailesine özel güvenlik saldırdı.

Duruşmanın başlamamış olmasını gerekçe göstererek aileyi bariyerlerden geçirmeyen güvenliğin saldırısı sırasında baba Ali Ayvalıtaş darp edildi. Fenalaşarak yere düşen ve baygınlık Ali Ayvalıtaş, yapılan müdahale sonrasında salona alınabildi.

BABA AYVALITAŞ HASTANEYE KALDIRILDI
Adliyenin içinde ve dışında yaşanan polis saldırılarının ardından başlayan duruşmada darp edilen baba Ali Ayvalıtaş davanın ertelenmesini talep etti. Kalp ameliyatı geçirdiğini söyleyen Ali Ayvalıtaş, “Hem oğlumu aldınız, hem eşimi aldınız. Şimdi de beni dövüyorsunuz. Kime sığınacağız?” diyerek mahkemeye isyan etti. Avukatların ambülans çağırmasının ardından Ali Ayvalıtaş, adliyeyi sedye ile terk ederek hastaneye kaldırıldı.

Ayvalıtaş’ın avukatlarından Ömer Kavili ve Ayla Öztabak, duruşmanın bu şekilde görülemeyeceğini, insan hayatının duruşmadan önemli olduğunu belirterek, baba Ayvalıtaş ile birlikte salonu terk etti

REDDİ HAKİM TALEBİNE RET
Bu arada Ayvalıtaş ailesinin avukatları mahkemenin tarafsızlığını yitirdiğini savunarak, reddi hâkim talebinde bulundu. Mahkeme ise Ayvalıtaş’ın ölüm anına ilişkin emniyet tarafından verilen DVD’lerin montaj olup olmadığının tespit edilmesi için görüntülerin gönderildiği TÜBİTAK’da, istenen inceleme için ayrılabilecek ehliyetli personelin bulunmadığını gerekçe göstererek, talebi reddetti.

‘POLİSLERDEN ŞİKAYETÇİYİZ’
Duruşmada güvenlik güçleri tarafından uygulanan engellemelere ve şiddete maruz kaldıklarını söyleyen avukatlar, polislerden ve amirlerinden şikayetçi oldu. Av. Arzu Becerik, duruşma salonunda ve adliye dışında gaz kullanıldığını belirterek, güvenlik görevlilerine gaz ve şiddet kullanılmaması yönünde mahkeme heyeti tarafından bir talimat verilmesini talep etti.

Şiddet kullanan polis memurları hakkında derhal işlem yapılması yönünde talimat verilmesini isteyen Becerik, güvenlik güçlerinin soyismi tutan akrabası dışında kimseyi salona almamasını da eleştirerek, “Salona girmek için koridora geldiğimizde dosyanın avukatları olduğumuz bilindiği halde her birimizden tek tek kimliklerimizin gösterilmesi istendi, dosyanın tarafı olan aile de içeri alınmadı. Hemen ardından Çevik Kuvvet güvenliği artırarak duruşmaya girmeye çalışan herkesi kalkanlarıyla dışarı çıkardı” dedi.

Gerek avukatların gerekse Ayvalıtaş ailesinin polisin aşırı güç kullanımı ile itilerek ve darp edilerek koridorda şiddete maruz bırakıldığını anlatan Becerik, “Bu müdahaleden sonra tekrar Çevik Kuvvet sayısı arttırıldı ve koridordaki on kadar izleyici polis tarafından darp edildi. Bu şiddeti uygulayan tüm polislerden ve amirlerinden şikayetçiyim. Tüm bunlar yaşanırken mahkeme heyeti duruma salonundaydı ve müdahale etmedi” diye konuştu.

Av. Rana Gerişkayan da, müvekkillerine polis saldırısına engel olmaya çalışırken kendisinin de ciddi bir şekilde darbe aldığını ve darp edildiğini söyledi. Müvekkilleri Muharrem Ayvalıtaş ve olayda yaralanan Seyit Kartal’ın polis tarafından zorla ve hukuka aykırı olarak adliye dışına çıkarılmaya çalışıldığını anlatan Gerişkayan, mahkemeden Adliye binasının girişinde ve çevresinde görevli tüm polis memurlarının ve amirlerinin tespit edilmesi ve haklarında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.

MAHKEME BAŞKANI: DARP BİZİ İLGİLENDİRMEZ
Söz alan bir diğer avukat Ayla Öztabak da, dışarıda yaşanan arbede nedeniyle Mahkeme Başkanı’ndan bir süreliğine duruşmanın etlenmesini talep ettiğini belirterek, “Kendisine müştekilerin ve avukatların darp edildiğini söyledim. Mahkeme Başkanı bu durumun kendilerini ilgilendirmediği, duruşma salonu dışında olanlardan sorumlu olmadıkları yönünde yanıt verdi” dedi.

Öztabak da diğer avukatlar gibi Adliye’de görevli tüm polis memurları hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.

Av. Mürsel Ünler ise duruşmanın aleniyeti bakımında duruşma salonun kapısının kilitli olup olmadığının kontrol edilmesini, kilitli ise açılmasını, duruşmayı izlemek isteyenlerin salon elverdiği ölçüde içeri alınmasını istedi. Talep üzerine Mahkeme Başkanı Selçuk kapıdaki güvenlik görevlisine kapının kilitli olup olmadığını kontrol etmesini söyledi. Kapının kilitli olduğunun anlaşılması üzerine kilit açıldı, daha sonra da kapı açıldı. Böylece ilk kez Ayvalıtaş Davası’nda duruşma kapı açık bir şekilde görüldü.

AYVALITAŞ AİLESİNİN TANIKLARI DİNLENEMEDİ
Tutuksuz sanık Mehmet Görkem Demirbaş’ın babası Himmet Demirbaş ve annesi Sibel Demirbaş tanık olarak dinlenirken, adliye koridorunda polislerin saldırısı sonucu dışarı çıkartılan Ayvalıtaş ailesinin tanıkları ise dinlenemedi. Mahkeme, yine skandal bir kararla, polisler tarafından adliye dışında çıkarılan tanıklar hakkında bir sonraki celse için zorla getirilmesini istedi. Ayvalıtaş ailesini temsil eden avukatlar da bu karara tepki gösterdi.

TÜBİTAK’TAN 7 AY SONRA CEVAP: GÖRÜNTÜLERİ ANALİZ EDEMEDİK
Ayvalıtaş’ın ölüm anına ilişkin emniyet tarafından verilen DVD’lerin montaj olup olmadığının tespit edilmesi için görüntülerin gönderildiği TÜBİTAK’ın verdiği yanıt da dava dosyasına girdi. TÜBİTAK’ın cevabı, kurumda yaşanan ve son aylarda basına da yansıyan vahim durumu bir kez daha gözler önüne serdi. Cevapta incelemeye ilişkin gerekli iş gücü miktarının yüksek olduğunun tespit etti.

Birgün